BİR KADINI YAZMAKTIR AŞK

Hayatımda bir çok aşk oldu ya da ben öyle olduğunu sandım.

Seni tanıyana kadar sevgili, aşkı tadamadığımı anladım.

Şu an hissettiğim duygulardı bunlar; içimde tutamadığım bu kelimelerde fark ettim ki en büyük aşk seni yazabilmekti.

————————————————————————————————–

Sıradan bir pazar sabahıydı halbuki.

Çalıştırdığım kettle’ın sesi kulaklarımdayken, banyonun yolunu buldu ayaklarım. Uykumu iyi alamamış olmalıyım ki ninni gibiydi kaynayan suyun sesi.

Bu durum yüzümde tebessüme yol açtı, “evet” dedim kendi kendime: “Bugün farklı bir pazar olacak!”

Kahvemi alıp kuş seslerini en iyi duyabileceğim yere geçtim. Geceden kalma masamın üzerine bakıp ciğerlerimin oksijenle dolmasına izin verdim.

Doğa; “Bugün senin günün” der gibiydi, “Al eline kalemini, yansıt dış dünyaya içindekilerini”.

Bu düşünceler eşliğinde rutin, mail ve sosyal medya kontrollerimi gerçekleştirdim.

————————————————————————————————–

Sıradan insanlar olarak doğarız.

Hayatımız boyunca yaptığımız seçimler sonunda, özel insanlar olarak ölmeyi arzularız.

Tüm özel kişiler hayatlarında, kadının önemini şairane bir dille vurgulamıştır aslında.

Dünya bugun beni seçmişti. Beni özel kılan kadını yazmamı emretmişti. Karşı koyamadım ve teslimiyetimde buldum ona armağan edeceğim eşsiz cümleleri.

————————————————————————————————–

Sıradan bir insan olarak doğmuştum.

Herkes gibi.

Gözlerimi açtığım gibi karşımda duruyordu “İlk Kadın”.

Özel olduğumu hissettiren o kadın, “Annem”. Koca adam olana kadar her düştüğümde bana elini uzatacak, sıradan hissettiğim her an bana en özel cümleleri kuracak. Yeri geldiğinde babamı bile kıskandıracak kadar özel olduğumu hissettirecek.

Ve sonra bana öğretecek.

“Daha özel hissedebilirsin” diyecek o güzel sesi ile. “Senin içi yaratılmış tek bir kadın. Onu bulduğunda, kıskanacağım. Beni sevdiğin kadar çok seveceksin onu da ve özel olduğun kadar büyüyeceksin onunla bu dünyada.”

Sıradan doğmak, onu bulmak, özel olmak.

Beraber ölmek.

Hayatımın sırrı annemin dudaklarından dökülüvermişti, kendine bir daha hayran bırakırcasına.

Ve çıktım yola.

“Ben ve sen hayata karşı” diyebilmek için aradım soluksuzca.

Kirletmeden ruhumu, bir çok sahte bedende fark ettim yanlışlarımı ve biriktirdim hatalarımı.

Özel olmamı sağlayacak kadına sakladım bütüm doğrularımı.

Pişmanlıklarım, amalarım, eğerlerim, bazen de çünkülerim oldu hayatta.

Rağmenli sevgiyi buldum sonunda.

————————————————————————————————–

Bir kitapta okumuştum, dünyada üç farklı sevgi türünün bulunduğundan bahsediyordu.

Eğerli
Çünkülü
ve Rağmenli sevgi

diyordu yazar. En çok rastlanandı eğerli ya da çünkülü sevgi.

Sadece özel insanların tattığıydı rağmenli sevgi.

————————————————————————————————–

Her şeye rağmen diyebildiğim ve asla yapmam dediğim şeyleri yaptıran bir sevgiydi içimde büyüyen.

Mesafeleri önemsizleştirircesine özel hissetmemi sağlaması, güçsüzleştiğimde arkama geçmesini bilmesi, kararlarımda ise yanı başımda dimdik durabilmesiydi hayranlığımı kat be kat arttıran ve onu daha özel yapan.

Gözlerimin içine bakmasıydı yeterli olan.

Kokusuydu bana cenneti anımsatan.

Ve ruhuydu bunca şeyi başarmamı sağlayan.

Yokluğunda kaybolduğumu tattığım, bu yüzden sımsıkı sarıldığım kadınımdı o benim.

Her şeye rağmen sevdiğim, seveceğim ve beraber öleceğimdi.

Senin için sıradan olan bu kadın, benim için canlıların en yücesiydi.

Ve AŞK;

O kadını yazmaktı.

“BİR KADINI YAZMAKTIR AŞK” için 3 yorum

  1. Başka neyde bulabiliriz ki o kadar özveriye rağmen beklentisiz bir aşkı?Hep orada olduğunu bilmek, bazen ona küsmek ama yine de hep orda olacağından yüzde yüz emin olmak… Bazen gönlünü almak için ellerini sımsıkı tutup gözlerine bakarsın ve onun gözlerinde gördüğün o büyük aşkı görünce şiirin başına dönersin, kalemi bırakırsın tüm yazdıklarını sildirecek kadar, sonra uzun uzun düşündürecek kadar ve sonunda başlarsın o gözlerde ki büyük aşkı yazmaya ve hatta o gözlerin sahibine olan aşkının acizliğinden dem vurup onun aşkını yazmaya aşık olmak kesinlikle en doğrusu da bu bence. Bence herkesin zaten böyle bir aşkı var diğerleri çıkar ilişkisinden başka bir halt değil ve kesinlikle tiksindirici.

  2. ‘Dünyadaki üç farklı sevgi türüyle bir kişiyi seven insan olmak mıydı ulaşılmaz, kalıcı olan…
    Tek başına rağmenli değil; çünkülerle, eğerlerle buluşunca mı ölümsüz olurdu acaba sevgiler… ‘ Kafamda soru işaretleri oluşturduğu için sevdim yazını, sadece ‘güzel yazmış’ dedirtmediğin, kaleminden dökülenlerde de hep bir farkındalık parıltısını gördüğümden… Ellerine sağlık …

  3. Bizler ikiyüzlü, iki bacaklı yalnız yaratıklarız. Belki de bu yüzden tek yaratılmış olan bir şeyi elden çıkma parçalarla yapmaya çalışırken ortaya çıkan şey bu kadar samimiyetsiz. Göz, kulak, el ikiyken, hiç düşündünüz mü yürek ve kimi zaman korktuğunda sığındığı ağız neden tek… Yürek, kalbin cesaretle ilgili oturma odası, aşkın yatak odası… Doğuda “mide” ile eş anlamlı oluverir bu kelime. batıdan yeni tayini gelmiş doktora gidip de “yüreğimde ağrı var doktor bey!” dendiği zaman doktorun şaşırmamalı kalbini dinlemek istemesine. O yüzden mide kelebeklerini arama yanlış yerde. Aşk iki kişiliktir. Doğuştan tek olan şeyler çiftlensin diye yukarıdakinin bir bildiği vardır, belli ki bir adamın yüreğine yazılan bir dişi yürektir…

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Scroll to Top